Astronomi, evrenin ve içerisindeki her şeyin incelenmesidir. Varlıklı bir tarihe ve parlak bir geleceğe haiz, geniş ve karmaşa bir alandır. Bu yazıda, uzayın en uzak noktalarından maddenin en minik parçacıklarına kadar kozmosun gizli saklı hazinelerinden kimilerini keşfedeceğiz.
Evrendeki evimiz olan güneş sistemine bir göz atarak başlayacağız. Güneş sistemi Güneş, sekiz gezegen, cüce gezegenler ve fazlaca sayıda ay, asteroit, kuyruklu star ve meteoroidden doğar. Güneş sistemimizdeki gezegenlerin tamamı değişik boyutlarda ve şekillerdedir ve Güneş’in çevresinde değişik şekillerde dönerler.
Sonrasında, evreni meydana getiren yıldızları ve galaksileri keşfedeceğiz. Yıldızlar, galaksilerin temel yapı taşlarıdır ve her biçim ve boyutta olabilirler. Galaksiler, yıldızların, gazların ve tozların geniş koleksiyonlarıdır ve evrendeki en büyük yapılardır.
En son, evrenin kendisine bir göz atacağız. Kainat genişliyor ve soğuyor ve karanlık madde ve karanlık enerjiyle dolu. Hala evrenin gizemlerini öğreniyoruz, sadece geniş ve şaşırtıcı bir yer olduğu aleni.
Kozmosu keşfetmek asla bitmeyen bir yolculuktur ve daima öğrenilecek yeni şeyler vardır. Kozmosun gizli saklı hazineleri keşfedilmeyi bekliyor ve hepimiz daha yüzeyini kazımaya başlıyoruz.
Antet | Özellikler |
---|---|
Astronomi |
|
Kozmos |
|
Bulgu |
|
Gizli hazineler |
|
Feza |
|
II. Astronomi
Astronomi, kökleri en eski medeniyetlere kadar uzanan en eski bilimlerden biridir. Dünyanın dört bir tarafındaki antik kültürler, gece gökyüzünü gözlemlemelerine dayalı kendi astronomi sistemlerini geliştirdiler. Bu ilk astronomlar yıldızların ve gezegenlerin hareketlerini anlamakla ilgileniyorlardı ve astronomi bilgilerini takvimler geliştirmek ve tutulmaları anlamak için kullandılar.
16. yüzyılda Nicolaus Copernicus, Güneş’i evrenin merkezine yerleştiren güneş merkezli bir güneş sistemi modeli önerdi. Bu model, Dünya’yı evrenin merkezine yerleştiren geleneksel jeosantrik modele meydan okudu. Güneş merkezli model ondan sonra Galileo Galilei ve Johannes Kepler’in gözlemleriyle doğrulandı.
18. yüzyılda Isaac Newton, gezegenlerin ve öteki gök cisimlerinin hareketlerini kestirmek için matematiksel bir çerçeve elde eden hareket yasalarını ve evrensel çekimi geliştirdi. 19. yüzyılda gökbilimciler Samanyolu’nun ötesinde başka galaksilerin varlığını keşfettiler ve kainat ile alakalı daha kapsamlı bir seka geliştirmeye başladılar.
20. yüzyılda gökbilimciler, evrenin genişlemesi, Büyük Patlama ve kara deliklerin varlığı benzer biçimde bir takım mühim keşifte bulundular. Bu keşifler kainat anlayışımızı kökten değiştirdi ve fizik yasaları anlayışımızı zorlamaya devam ediyor.
III. Astronominin Dalları
Astronomi geniş bir emek harcama alanıdır ve astronominin birçok değişik dalı vardır. Astronominin en yaygın dallarından bazıları şunlardır:
- Gözlemsel astronomi, gök cisimlerinin teleskop ve öteki aletlerle gözlenerek incelenmesidir.
- Kuramsal astronomi, gök cisimlerinin özelliklerini ve hareketlerini yöneten yasaları inceleyen bilim dalıdır.
- Star astronomisi, yıldızların oluşumu, evrimi ve ölümü dahil olmak suretiyle yıldızları inceleyen bilim dalıdır.
- Gezegen astronomisi, gezegenlerin oluşumu, evrimi ve atmosferleri de dahil olmak suretiyle gezegenlerin incelenmesidir.
- Güneş sistemi astronomisi, Güneş’i, gezegenleri ve uydularını inceleyen bilim dalıdır.
- Galaktik astronomi, galaksilerin oluşumu, evrimi ve yapısı dahil olmak suretiyle galaksilerin incelenmesidir.
- Kozmoloji, evrenin kökenini, evrimini ve geleceğini de kapsayacak halde evrenin bir tüm olarak incelenmesidir.
Astronominin her bir dalı kendine has zorluklar ve ödüller kümesine haizdir. Gözlemsel astronomi, astronomların çoğu zaman fazlaca uzaktaki nesneleri gözlemlemek için karmaşa aletler kullanmasını gerektirdiği için zorlayıcı olabilir. Kuramsal astronomi, astronomların direkt gözlemlenemeyen gök cisimlerinin davranışları ile alakalı tahminlerde bulunmasını gerektirdiği için zorlayıcı olabilir. Sadece, hem gözlemsel bununla beraber kuramsal astronomi, astronomların kainat ve onun birçok gizemi ile alakalı daha çok şey öğrenmelerine imkan tanımış olduğu için fazlaca ödüllendirici olabilir.
IV. Güneş Sistemi
Güneş Sistemi, Güneş’in ve yörüngesinde dönen sekiz gezegen, cüce gezegenler ve birçok uydu, asteroit, kuyruklu star ve meteoroid benzer biçimde nesnelerin yerçekimsel olarak bağlı sistemidir. Güneş Sistemi, 4,6 milyar sene ilkin devasa bir moleküler bulutun yerçekimsel çöküşünden oluşmuştur. Kütlenin büyük çoğunluğu Güneş’tedir ve kalan nesneler sistemin toplam hacminin %2’sinden daha azını oluşturur.
Dört iç gezegen, Merkür, Venüs, Dünya ve Mars, sıklıkla kaya ve metalden oluşan karasal gezegenlerdir. Dört dış gezegen, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün, sıklıkla hidrojen ve helyumdan oluşan dev gezegenlerdir. Güneş Sistemi ek olarak, Neptün’ün ötesinde Güneş’in çevresinde dönen Plüton benzer biçimde cüce gezegenler de ihtiva eder.
Güneş Sistemi, Samanyolu galaksisinde yer alır. Güneş, Samanyolu’nun merkezinden ortalama 26.000 fer yılı ve en yakın star olan Proxima Centauri’den ortalama 20 fer yılı uzaklıktadır.
Yıldızlar ve Galaksiler
Yıldızlar, galaksilerin temel yapı taşlarıdır. Gaz ve toz bulutları kendi kütle çekimleri altında çöktüğünde oluşurlar. Gaz ve toz yoğunlaştıkça ısı artar ve bulut parlamaya adım atar. Parlayan buluta protostar denir.
Protostar çökmeye devam ettikçe çekirdeği daha sıcak ve yoğun hale gelir. Çekirdek sonucunda kendi ağırlığını artık destekleyemeyeceği bir noktaya ulaşır ve hidrojen atomlarını helyum atomlarına dönüştürmeye adım atar. Bu sürece nükleer füzyon denir ve yıldızlara güç veren şey budur.
Yıldızlar muhtelif boyutlarda ve türlerde gelir. En minik yıldızlara cüce yıldızlar denir ve Güneş’in hacminin 0,08 katından daha azca kütleye sahiptirler. En büyük yıldızlara süperdevler denir ve Güneş’in hacminin 0,08 katından daha çok kütleye sahiptirler.
Yıldızların da muhtelif hayat süreleri vardır. En büyük kütleli yıldızların yalnızca birkaç milyon senelik bir hayat süreleri vardır, en minik kütleli yıldızlar ise trilyonlarca sene yaşayabilir.
Galaksiler, büyük star, gaz ve toz topluluklarıdır. Evrende milyarlarca galaksi vardır ve bunlar muhtelif biçim ve boyutlardadır. Samanyolu bizim ev galaksimizdir ve bir sarmal galaksidir.
Galaksiler yerçekimiyle bir arada tutulur. Yıldızların ve galaksideki gaz ve tozun yerçekimi birbirini çeker ve galaksinin dağılmasını engeller.
Galaksiler birbirleriyle muhtelif şekillerde etkileşime girerler. Birbirleriyle çarpışabilirler, birleşebilirler ve hatta öteki galaksilerin çekim kuvvetiyle parçalanabilirler.
VI. Kainat
Kainat, bütün feza ve vakit dahil olmak suretiyle mevcud her şeydir. Ebedi büyüklükte olduğuna ve var olmuş ya da var olacak bütün madde ve enerjiyi içerdiğine inanılır. Kainat, yıldızların, gezegenlerin ve öteki gök cisimlerinin koleksiyonları olan galaksilerden doğar. Galaksiler yerçekimi tarafınca bir arada tutulur ve devamlı hareket eder ve birbirleriyle etkileşime girerler. Kainat ek olarak, Evrenin hacminin çoğunu meydana getiren iki esrarengiz madde olan karanlık madde ve karanlık enerjiye de ev sahipliği yapar. Bilim adamları hala karanlık madde ve karanlık enerjinin ne işe yaradığını ve Evreni iyi mi etkilediğini anlamaya çalışıyorlar.
VII. Astronomik Ekipman
Astronomik ekipman, gök cisimlerini gözlemlemek ve incelemek için kullanılır. Dürbün ve teleskop benzer biçimde sıradan araçlardan radyo teleskopları ve feza teleskopları benzer biçimde karmaşa araçlara kadar değişebilir.
Dürbünler, bir nesneyi büyütmek için iki teleskop kullanan bir tür optik alettir. Çoğu zaman gece gökyüzündeki yıldızlar, gezegenler ve galaksiler benzer biçimde nesneleri gözlemlemek için kullanılırlar.
Teleskoplar, uzak bir nesneden gelen ışığı odaklamak ve daha büyük görünmesini sağlamak için bir mercek ya da ayna kullanan bir tür optik alettir. Çoğu zaman yıldızlar, gezegenler ve galaksiler benzer biçimde gece gökyüzündeki nesneleri gözlemlemek için kullanılırlar.
Radyo teleskopları, uzaydaki nesneleri gözlemlemek için radyo dalgalarını kullanan bir tür astronomik ekipmandır. Çoğu zaman optik teleskoplar tarafınca görülemeyecek kadar uzaktaki ya da fazlaca sönük nesneleri gözlemlemek için kullanılırlar.
Feza teleskopları, Dünya ya da başka bir gezegenin yörüngesine yerleştirilen bir tür astronomik ekipmandır. Çoğu zaman yer tabanlı teleskoplar tarafınca görülemeyecek kadar uzakta ya da fazlaca sönük olan nesneleri gözlemlemek için kullanılırlar.
Astronomik ekipman, astronomların evreni incelemeleri için eğer olmazsa olmazdır. Aksi takdirde insan gözüyle görülemeyecek nesneleri gözlemlemelerine ve incelemelerine imkan tanır.
Gökbilimciler
Gökbilimciler, gök cisimleri ve fenomenleri inceleyen astronomiyi inceleyen bilim insanlarıdır. Gökyüzünü gözlemlemek ve yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve uzaydaki öteki nesneler ile alakalı veri toplamak için teleskoplar ve öteki araçları kullanırlar. Gökbilimciler ek olarak evrenin iyi mi çalmış olduğu ve zamanla iyi mi evrimleştiği ile alakalı teoriler geliştirirler.
Gökbilimciler dünyanın her yerinden gelir ve üniversiteler, gözlemevleri ve devlet kurumları benzer biçimde muhtelif ortamlarda çalışırlar. Çoğu zaman astronomi ya da alakalı bir alanda doktora derecesine sahiptirler.
Gökbilimciler evreni ve evrendeki yerimizi anlamada mühim bir rol oynarlar. Araştırmaları yıldızların ve galaksilerin oluşumu, evrenin evrimi ve karanlık madde ve karanlık enerjinin doğası ile alakalı keşiflere yol açmıştır.
En meşhur gök bilimciler içinde Galileo Galilei, Johannes Kepler, Isaac Newton, Edwin Hubble ve Stephen Hawking yer alır.
IX. Feza Araştırmaları
Feza keşfi, robotik ya da insan feza uçuşu kanalıyla dış uzayın araştırılmasıdır. Feza keşfi, başat devletlerin feza ajansları, ticari kuruluşlar ve sivil camia örgütleri de dahil olmak suretiyle muhtelif kuruluşlar tarafınca yürütülür. Feza keşfinin hedefleri içinde ilmi inceleme, ticari hasılat ve insan yerleşimi yer alır.
İlk insan feza uçuşu, Yuri Gagarin’i Dünya yörüngesine taşıyan Sovyetler Donanması’nin 1961’deki Vostok 1 göreviydi. O zamandan beri insanoğlu Ay’ı ziyaret etti, Mars gezginlerine indi ve güneş sisteminin en uzak noktalarına sondalar gönderdi. Feza araştırmaları ek olarak uydular ve telekomünikasyon benzer biçimde Dünya’daki yaşamlarımız üstünde büyük tesiri olan yeni teknolojilerin geliştirilmesine de yol açtı.
Feza keşfi karmaşa ve masraflı bir girişimdir, sadece bununla beraber evrenimiz ile alakalı varlıklı bir data birikimi de elde etmiştir. Dünya’yı, güneş sistemini ve evreni bir tüm olarak daha iyi anlamamıza destek olmuştur. Ek olarak nesiller boyu bilim adamlarına ve mühendislere esin vermiş ve internasyonal iş birliğinin gelişmesine destek olmuştur.
S: Astronomi nelerdir?
A: Astronomi, yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve öteki nesneler de dahil olmak suretiyle evreni ve içerisindeki her şeyi inceleyen bilimdir.
S: Evrenin gizli saklı hazineleri nedir?
A: Evrenin gizli saklı hazineleri içinde kara delikler, nötron yıldızları ve dış gezegenler yer alır.
S: Astronomi ile alakalı daha çok data iyi mi edinebilirim?
A: Astronomi ile alakalı daha çok data edinmenin birçok yolu var; kitap okumak, belgesel takip etmek, online kurslara katılmak benzer biçimde.
0 Yorum